Haklarını Arayan Sağlık Personeli Hakkında Soruşturma Başladı!
İZMİR Sağlık Müdürlüğü, hakkını aramak için eylemde bulunan sağlık çalışanı hakkında soruşturma başlattı. Harekete katılanlara kınama ve uyarılar verildiği bildirildi.
Biz de susacağız, bu kadar mı?
Hakkını arayan sağlık çalışanı hakkında soruşturma açılmasına sert tepki gösteren Demokrat Sıhhat Sen Genel Başkanı Togan Demircan, “Kamu görevlilerine cübbeli sopa göstererek ceza vereceksiniz de susalım mı? Basın açıklamalarına katılan kişilerin kaydını tutacaksınız. Türk Yargıtaylarının hukuka aykırı eylemlerinize karşı size hukuk dersi vereceğinden eminim.”
Macera İçin İşleri Bırakıyoruz !
Demircan şöyle devam etti: “Son zamanların halk hareketi; Sendikaların neden harekete geçtiğini, neden basın açıklaması yaptığını, neden işten ayrıldığını kimse merak etmiyor. Her şey pembe, macera için işten çıkıyoruz(!). Geçtiğimiz Ocak ayında “maddi ve sosyal hak kayıpları, sağlıkta şiddet, mobbing uygulamaları” konularına dikkat çekmek ve kamuoyu oluşturmak amacıyla bir günlük iş bırakma eylemi kararı alarak hayata geçirdik. Ardından anayasal bir hak olan bir eylemi gerçekleştirdiğiniz için bu eyleme katılan bazı sağlık çalışanlarının görüşlerini alarak soruşturma başlatıyorsunuz. Bu soruşturma için soruşturmacı olarak atadığınız kişi ……. “greve katıldığım için” diyor. Memurun grev hakkı var ama bilmiyoruz. Henüz kanunu bilmiyor ama cezalandırıyor. Cezayı verirken meslektaşlarına uyarı, diğer profesyonellere ise kınama mesajı veriyor. Vicdanına elini sürmez. Hukuku bilmiyor, tüm mahkeme kararlarını umursamıyor. Ve bu disiplin cezalarını verirken Anayasa’nın “Sağlık Hizmeti Alma Hakkı”na atıfta bulunmaktadır. Yani cezayı verirken Anayasa’nın 34. maddesini görmüyor ama soruşturmayı sonlandırırken Anayasa’nın hakkı olduğunu söylüyor. Anayasal haklar ne zaman özel oldu doktorum? Bir kişiyi mahkûm ederken diğerini uyarmak Anayasa’nın eşitlik ilkelerinden biri midir?
Tahtakuruları hastaneleri vurdu
Tahtakuruları hastaneleri istila edecek, pisliğe giremeyeceksiniz, yemeklerden böcek çıkacak, bir klinik neredeyse altı yedi farklı şubede hizmet verecek, tuvaletlerde, asansörlerinizde sıvı sabun bile bulamayacaksınız. çalışmayacak, çalışanlarınız moralleri bozuk bir şekilde işe gelip gidecek, beş kişilik bir işi bir kişi yapacak, ameliyathaneleriniz temizlenmeden ikinci bir kişi işi yapacak. Hadiseyi alacak kurumlar çiftliğe dönmüş, amcası olanlar küsmeyecek. Bütün bu ve benzeri konulara dikkat çekmek isteyen kamu görevlilerini şapka altına sopa göstererek cezalandıracaksınız, susacağız değil mi? Basın açıklamalarına katılan kişilerin kaydını tutacaksınız. Eminim ki Şanlı Türk Mahkemeleri, hukuksuz eylemlerinize karşı size bir hukuk dersi verecektir. Öte yandan Türkiye’nin en büyük üniversite hastanelerinden biridir ve diğer sağlık kuruluşlarından pek bir farkı yoktur. Ali’nin kafa karıştıran bir yönetim anlayışı var, mantığıyla yaptım. Üç beş gün sonra görevleriniz sona erecek ve zulme uğrayan arkadaşlarınızla aynı ortamda meslektaş olarak çalışmak zorunda kalacak ve onlara bakacak yüzünüz olmayacak.
Neden liyakat diyoruz? Yönetici oldu, kanunu okuyor ama anlamıyor. Ancak koca bir hastaneyi yönetiyor(!)
“4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun 18. maddesi çok açık. Bir ilde 100 ve daha fazla üyesi olan birliğin il temsilcisi ile 50 ve daha fazla üyesi olan ilçe temsilcisinin haftada dört saat idari izinli sayılacağını söylüyor. Bu kadar. Size yorum yapma hakkı vermiyor, hak edene bu izni verin diyor. Ancak bu arkadaşlar o kanun metinlerini hazırlayanların referansıyla o koltuklarda oturuyorlar ama çıkardıkları kanunlara, genelgelere bağlı kalmıyorlar. Yani görevlerini kötüye kullanıyorlar, hatalar yapıyorlar. Devlet dairelerinde oturup hukuka aykırı iş yapmanızı kim istiyor da bunun hesabını Cumhuriyet Başsavcılığına vereceksiniz.”